top of page

Corona Virüsü ile mücadele

Updated: Mar 23, 2020



Öncelikle sakin kalmak için hepimiz derin bir nefes alalım.

Corona virüsü dünyada ve ülkemizde yayılmaya devam ederken bir çoğumuz endişe yaşıyoruz. Durum oldukça ciddi ve sıra dışı, bu yüzden kaygı duymamız son derece doğal. Kabul etmek gerekir ki hayatımızı bu yeni duruma adapte etmemiz kolay değil. Fakat panik yapmak toplumsal histeriye yol açıcaktır ki bu virüsün kendisinden daha büyük sorunları beraberinde getirir. Yapabileceğimiz en iyi şey konu ile ilgili bilinçlenmek ve devletin ve uzmanların uyarılarına katiyetle uymak olucak. Sosyal medyada maalesef bir çok yanlış ve eksik bilgiler dolaşmakta, en doğru ve güncel bilgileri ise Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütünün (World Health Organization) internet sayfalarından takip edebiliriz.

Toplumsal olarak ne yapabiliriz?

Duygularımızla yani kaygıyla hareket etmek yerine soğuk kanlı kalarak mantıklı kalmamızda yarar var. Mantığımızla olaya bakalım. Corona virüsü ile ilgili kesin olarak ne biliyoruz, elimizde hangi veriler mevcut? Öncelikle her yıl ‘normal’ gripten vefat eden kişi sayısı çok daha yüksek. Bunu aklımızdan çıkarmamalı. Elbette ki bu virüsle ilgili de ölümcül vakalar mevcut fakat bunların çok büyük bir kısmı yine kronik hastalıkları olan ve çok ileri yaştaki olan bireylerdir, yani yine ‘normal’ gripten de olumsuz etkilenecek gruptaki insanlar. Özellikle 65 yaş altındaysak muhtemelen %99,98 sıradan bir gripten etkilendiğimiz kadar etkileneceğizdir sadece. O yüzden risk grubuna girmiyorsak önce bir derin nefes alalım ve kendimiz için risk oluşturmasa da ileri yaştaki vatandaşlarımızı nasıl koruyabiliriz ona bakalım.

Bireysel olarak ne yapabiliriz? Acil olmadıkça evde kalabiliriz! Bu çok hassas ve en önemli nokta. Yetkililerden evden çıkma yasağı gelmesini beklemeden hepimiz bireysel olarak sorumluluk alarak iş yerlerimiz/market/eczane/doktor dışında evlerimizden mümkün olduğunca çıkmayalım.

Çıkmamız gerektiğinde ise yapabileceğimiz şeylerin en başında hijyenimize dikkat etmek geliyor. Bolca el yıkamak ve yanımızda küçük dezenfektan veya kolonya şişeleri taşımak ve sıkça (!) kullanmak oldukça yararlı. Daha da önemlisi öksürüp hapşırırken bunu insanların yüzlerine veya havaya değil de dirseklerimizin içine öksürüp hapşırmamız gerektiğini hatırlamamızdır. Bu sadece Corona virüsü zamanında değil daimi olarak öğrenmemiz gereken bir sağlık kuralıdır ayrıca.

Kendimiz yaşımız gereği risk grubuna girmesek bile hepimizin ailesinde ve çevresinde bu gruba giren insanlar var. Ya da genç olmalarına rağmen kronik hastalıkları olanlar var. Bu insanlara karşı sorumluluğumuz olduğunu hatırlamalı. 'Korkan kendini korusun bana bir şey olmaz' demek şu dönemde mantıksız bir cümle. Dışarı çıkıyorsak sadece kendimizi değil diğer vatandaşları da kendimizden korumaya özen göstermek gerek. O yüzden bilincinde olalım her dışarıda gezdiğimizde yine yaşlı vatandaşlarımıza virüsü geçirme olasılığımız mevcut. Yaşlılar dışarıda dolaşmasa da virüsü onların ev halkından genç birine bulaştırdığımızda bile durum son derece üzücü. Duyarlı ve bilinçli bireyler olarak iş yerimiz ve süpermarket dışında dışarı çıkmaktan kaçınalım. Tiyatro, alışveriş, sinema, cafe ve restoran keyfimizi kısa bir süreliğine erteleyebiliriz. Özellikle ileri yaştaki yakınlarımızı korumak adına onların yerine market alışverişlerini yapıp onların evden çıkmamalarına yardımcı olabiliriz. Yurt dışından geldiysek yaşlı aile bireylerinden veya onlarla temas edecek olan diğer bireylerden de 14 gün boyunca fiziken uzak durabiliriz. İş yerlerinde (dışarıda) görüştüğümüz kişilerle sarılmadan öpüşmeden basitçe uzaktan el hareketiyle selamlaşmakla yetinebiliriz.

Kısacası mesele artık sadece virüsü kapmamak değil virüsü taşıyıp bulaştırmamaya çalışmak ayın zamanda. Sağlıklı olduğumuzu düşünebiliriz fakat 14 günlük kuluçka dönemini hatırlayalım. Ve de Çin'deki verilerin incelenmesi sonucunda çıkan yeni bilgilere göre her virüslü kişi virüsü ortalama en az 10 kişiye daha bulaştırdığı ortaya çıkmıştır. Daha da önemlisi Corona virüsünü taşıyan küçük bir bölüm insanın bu hastalığı semptomsuz geçirdiği gerçeğini hatırlamaktır. Bu özellikle genç ve sağlıklı kişiler için geçerlidir. hiçbir semptom göstermiyor olduğumuz virüsü taşımadığımız anlamına gelmiyor maalesef. Bu yüzden sağlıklı olduğumuzu düşünsek bile dışarıdan eve geldiğimizde ellerimizi yıkayıp dezenfekte ettiğimiz gibi evden dışarıya çıktığımızda da yine ellerimizi dezenfekte edip çıkmamız hatta dışarıdayken de dezenfekteyi sık sık kullanmamız hayat kurtarıcaktır.

Virüsü kapmış olduğumdan şüpheleniyorsam ne yapmalıyım?

Corona virüsü semptomları yaşıyorsak hemen bir sağlık kuruluşuna gitmek yerine önce telefonla Alo 184'ü aramlıyız, onlar bizi yönlendirecekler. %85imiz bu hastalığı 'hafif' atlatıyor olacağız. Uzmanlar 'normal grip olduğunuzda uyguladığınız metotları uygulayın' diyor. Yalnız yeterince araştırma bulunmasa da Corona virüsü zamanında Nurofen gibi İboprofen içerikli ilaçları kullanmaktan kaçının deniyor. Mümkünse diğer ev halkından ayrı bir odada kalıp odayı da bol bol havalandırmak gerek.

Çin'de ve İtalya'da görüldüğü üzere büyük bir çoğunluk hastalığı evde dinlenerek geçiriyor. Hatta bunun için en iyi örnek Almanya. Bugün (23 Mart 2020) itibariyle toplam 25000 vaka bulunuyor ve ölüm sayısı yüzün altında. Bunun sebebi Almanya'da virüsün çoğunlukla genç ve orta yaşlılar arasında yayıldığı gerçeğidir. Çin'de toplam 67000 vaka görüldü ve en az 60000 insan şu an iyileşmiş durumda. Verileri aklımızda tutmak mantıklı ve sakin kalmamıza yardımcı olucaktır.


Evde geçirilen zamanda neler yapılabilir?

Her şeyden önce bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için düzenli uyku uyumaya ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmeli.

Onun dışında evde ne yapacağım diyenler: evde vakit geçirmek sıkıcı olmak zorunda değil. Kitaplarımız, televizyon, netflix bir süreliğine arkadaşlarımızın yerini alabilir. Evde uzun süredir yapmak isteyip de vakit bulamadığımız şeylerle ilgilenebiliriz, dolaplarımızı düzenlemek, resim boyamak, müzik yapmak, kişisel gelişimimizi ilerletmek, online eğitimlere katılmak, yeni yemek tarifleri öğrenmek, çocuklarımızla evde oyun etkinlikleri, örgü öğrenmek, ders çalışmak, eşimizle mum ışığında sabahlara kadar sohbet etmek gibi aklımıza gelebilecek her türlü aktiviteler yapabiliriz. Güneş alan odalarımızda normalden daha fazla vakit geçirmek modumuzun yükselmesine yardımcı olabilir. Özellikle komedi filmleri izlemek strese karşı iyi gelicektir. Çokça gülmek hem bağışıklık sistemimizi güçlendirir hem psikolojimiz sağlıklı kalır.

Sevdiklerimizden fiziken uzak durmanın içimizde bir burukluk hissi yaratması olasıdır. Bunu önlemek adına onlarla düzenli olarak telefon görüşmeleri, hatta telefonda bolca görüntülü görüşmeler ayarlanabilir. Fiziki uzaklık bağın kopmasına değil özverili bir şekilde beslenirse bağın tam aksine güçlenmesine vesile olabilir. Ne kadar sevdiğimizi değer verdiğimizi dile getirmek aile ve dostlarımıza ve kendimize emin olun iyi gelicektir.

Evde kaldığmız bu zamanlarda da kendimizi şımartmaya, ibadet ve meditasyon yaparak huzurlu ve dingin kalmaya özen gösterebiliriz. Kendimizi tanımak için ve geliştirmek için evde çokça vakit geçirmek aslında hepimiz için iyi bir fırsattır. Bunu değerlendirmeli.


Anksiyetemiz veya obsesyonlarımız (takıntılar) varsa bu dönemde neye dikkat etmeli?

Ölüm korkusu ve kontrolü kaybetme korkusu bir çok anksiyete bozukluğunun kaynağında yatar. Corona virüsü’nün dünyada yarattığı kaos ve süreçle ilgili belirsizlik bir çoğumuzda hafif ve orta düzeyde endişe uyandırırken kimimizde ise kaygılarımızın en üst seviyeye çıkmasına sebep olmakta. Öncelikle görüştüğünüz bir psikoloğunuz varsa terapilerinizi aksatmamanızı seanslara gerekirse görüntülü konuşma ile uzaktan devam etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Bunun dışında haberleri fazla izlememek, sosyal medyaya bir süreliğine mola vermek ve özellikle #coronavirüsü hashtagleri okumadan atlamak iyi bir fikir olacaktır. Bir çok sosyal medya platformunda içeriklerde ‘bu haberi görmek istemiyorum’ seçeneği bulunmaktadır. Bu hakkımızı şimdi kullanma zamanıdır.

Obsesif kompülsif bozukluktan muzdarip kişilerin çoğunda Corona virüsü mevcut takıntılarının yerini almış durumda. Özellikle sık sık el yıkama ile sıkıntıları olan kişilerde virüsle ilgili ‘elinizi sıkça yıkayın’ uyarıları işleri daha da çıkmaza sokabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta el yıkama süresi virüsün yayılmasına engel olmak adına yetkililerin önerdiği 20-30 saniye aralığında mı kalıyor yoksa kendi iç sesimize dayalı çok daha uzun süreler ve belli ritüellere dayalı mı kalıyor? Ayrıca kendimizi eve kapattığımız süre boyunca boşluktan ve sıkıntıdan kaynaklı obsesyonlar artabilir. Buna en iyi çare ise evde kaldığımız süre zarfında kendimizi mümkün olduğunca meşgul tutmak. Hepimizin evinde mutlaka uzun zamandır yapmayı planladığımız ama zamanımız yetmediği için yapamadığımız işlerimiz vardır bunlara yönlenmek bizi fazla düşünmekten kurtaracaktır.


Kaygı ve endişeyle baş etmek için basit bir teknik:

1. Farkına varmak: endişe ve belirsizlik hissi geldiğinde bunların farkına varalım

2. Ara vermek: yapmakta olduğumuz işe bir kaç saniyeliğine ara verip derin bir nefes alalım

3. Konuşmak: endişemize ‘seni anlıyorum sen korkusun beni korumak istiyorsun teşekkür ederim fakat korunmak için duyguya değil mantığa ihtiyacım var o yüzden olaya mantıklı açılardan bakalım’ diyelim

4. Gitmesine izin vermek: kaygı bir duygudur ve duygular geçicidir, endişelerin bir bulut içinde uzaklara gittiğini hayal edebiliriz

5. Anı keşfetmek: nefesimize odaklanalım çünkü şu an her şey yolunda, nefes alıyoruz, duyabildiğimiz seslere kulak verelim, etrafımızdaki nesneleri görelim, alabildiğimiz kokuları ve dokunabildiğimiz şeyleri keşfedelim, nerdeyiz ne yapıyoruz hatırlayalım ve şimdi kaldığımız yerden işlerimize devam edelim, tüm odağımızı o işe vererek.


Corona virüsü karşısında panik yapmak yerine sakin kalarak tedbirlerimizi alabiliriz. Ve bu yeni duruma adapte olarak yaşantılarımızı geçici süreliğine dışarıdan eve taşıyabiliriz. Ev aktivitelerinden keyif almayı öğrenebilir psikolojimizi güçlü tutabiliriz. Fazla evham da iyi değil, evham da iyi değil, orta yol altın yoldur bunu hatırlayalım, duyarlı olalım ve sağlıkla kalalım. Sevgiler✨

1,238 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page